Dün karneler alındı.Ve bizim göz bebeğimiz Tire Fen Lisesi öğrencileri de ilk yılı bitirip tatile girdiler. Ne güzel ne içten bir tören hazırlanmıştı. Madem ki bu blog benim duygularımı yansıtıyor öyleyse dünkü mutluluğumu da paylaşacağım. Size Şefika'yı ve arkadaşlarını anlatacağım.
Eylüldeki açılıştan sonra bir kaç kez gittiğim okulda öğrencilerin ve öğretmenlerinin, müdürlerin ve tüm çalışanların uyumuna seviniyordum. Dün bu düşüncelerimin ne denli doğru olduğunu gördüm ve çok mutlu oldum.
Sabah on bire doğru okuldaydık. Konferans salonunda toplandık. Müdürümüz açılış konuşmasını yaptı. Öğrenci başarısı gerçekten çok iyiydi. Fen lisesi olarak genel ortalama seksenin üzerindeydi. Çocuklar bilim olimpiyatlarına da katılmışlardı. Zaten olimpiyat odalarında nasıl çalıştıklarına okula uğradığımız bir gün biz de tanık olmuştuk. Çocukların katıldığı etkinlikler, yapılması gerekenler, hedefler gibi konuları gayet akıcı anlatan müdürümüzden sonra hayırseverimizin konuşması çok motive ediciydi. İş yaşamındaki başarıların rastlantısal olmadığına, hedef koymanın önemine değindi ve başarılı öğrenciler için düşünülen ödülleri anlattı.
Sıra okul birincisi Şefika Akman'ındı. Şefika Tire'nın Tulumköy'ünde yaşayan ailesinin biricik kızıydı. Çok heyecanlı ve içtendi sözleri. İşte, o konuşurken ben bu güzel ülkede eğitimde fırsat eşitliği olsa daha ne Şefikalarımız olacak diye düşündüm gözlerim dolarak.
Sonra Şefika'nın babaannesi, annesi ve babasıyla tanıştım. Tanıdığım nice aydından çok daha geniş dünyaları yansıyordu pırıl pırıl gözlerine. Eğitimin değerini biliyorlar ve kızlarının okuması için hepsi de ellerinden geleni yapıyorlardı. Hele o babaanne, nasıl da gururluydu torununun başarısından. ''Ben uyurum, o hep çalışır, babası on yaşındaydı yetim kaldığında okuyamadı hep tarlalardaydık, gelinim de 17 yaşından beri bizimle beraber, o da çalıştı.''diye anlatırken, Şefika'nın babası da kendi annesini doğruluyor, ''Eğitim çok değerli. Ben liseyi dışardan bitirdim. Bu okul, kızım için çok iyi oldu.'' diyordu. Tören sonrası pek çok pozdan sonra ben de anneciğim yanımda, Şefika ve annesiyle de fotoğraf çektirdik.
Gerçekten çok etkilendim tüm öğrencilerimizden ve başarılarından, o sırada törende konuşma sırası bana gelmişti,öğretim ve eğitim yılının son dersini vermem için. Yine unutulmayacak dakikalardı. Bu kez öğrenci merkezli olmalıydı dersimiz. İlki ilkelerimiz ve amaçlarımız üzerineydi genellikle. Ama şimdi koskocaman dokuz ayı okulda geçirmişlerdi çocuklar; deneyimlerini ve isteklerini anlatmalıydılar. Gönüllü bir kızımız yanında beş öğrencimizi çağırdım sahneye. İçtenlikle isteklerini anlattılar. En çok hoşuma giden isteklerinin drama kulübü dans kulübü, piyano alınması ve voleybol oynama saatlerinin çoğaltılması olmasıydı. İçimden ''Yaşasın, tek yönlü değil, çok yönlü çocuklar yetişiyor.'' diye çok sevindim. Ben de 'beyin ve yürek uyumlu olursa yaşam daha anlamlı olur'' diyerek ve iyi tatiller dileyerek dersimi bitirdim.
Okulun tanıtım filmini coğrafya öğretmenimiz Mustafa Konur hazırlamış, rehberlik öğretmenimiz Fatma Mut da seslendirmişti. Emekleri içn buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Okulun bilim laboratuvarlarını hibe eden ve okulda bilim çadırı kurdurarak tüm çevredeki öğrencilerin de yararlanmasını sağlayan İbrahim Çağlar arkadaşımızın hazırladığı bu etkinlik unutulmuştu. O da eklenecek. Her önemli anımızda yanımızda olan Metin Kaya dostumuz da ödül verenlere katıldı.
Sırada eşimin ilk beşe giren çocuklara ödülü, Paris ve Disneyland gezisini kazanan en başarılı beş öğrencinin açıklanması vardı. Umarım öğretmenleri Fatma hanım ile çok güzel bir tatil yaparlar.
Son olarak okula emeği geçen personele armağanları verildi ve en çok alkışı da onlar aldı. Ne güzeldi bunu görmek. Okula katkısı olan tüm bireyler birlik içinde ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlardı.
Ülkemiz üzerindeki kapkara bulutları dağıtan pırıl pırıl bir gündü dün. Dileğim nice yıllar daha da gelişerek sürüp gitmesi.
Ne yazık ki öğretmen okulları kapatılıyor, mesleksel eğitim göz ardı ediliyor, sanat eğitimi ve uygulayıcı kurumlar yok ediliyor. Sadece yeni beton kütleleri ekleniyor adeta beyinlerimizi ve yüreklerimizi de betonlaştırır gibi. o yüzden bu sevinçli günü paylaştım tüm dost bildiklerimle.