Yaşamınızda iz bırakmış, ilkeleriyle size yön veren insanlarla hiç karşılaşmamış, farklı yüzyıllarda yaşamış da olabilirsiniz. Ancak bilgileri ve yetkinliklerinden öylesine etkilenirsiniz ki düşüncelerinizde, duygularınızda hep size eşlik ederler. Bugün sonsuzluğa uğurlayışımızın 12. yıldönümünde kendi Türkan Saylan'ımı anlatmak istiyorum.
2004 yılının Haziran'ında Arnavutköy Şenliği'nde Türkan Saylan'la tanışmış, 'Güneş Umuttan Şimdi Doğar' adlı Mehmet Zaman Saçlıoğlu tarafından hazırlanan nehir söyleşi türündeki kitabını imzalatmıştım. Pırıl pırıl bakan gözleriyle kısa bir sohbet etmiştik. Çok mutlu olmuştum hem Lepra Hastanesi'ni büyük çabayla kuran hem de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ndeki arkadaşlarıyla kardelenlere eğitim yolunu açan ve hiç durmadan çalışan gerçek bir bilim insanıyla tanışmaktan.
Eve döndüğümde kitabı bir solukta okudum. Vazgeçmemenin, azmin ve inandığı yolda hizmet etmenin vicdansal huzurunun, kıvancının onurunu bir kez daha duyumsadım.
Aradan dört beş yıl geçmiş, aydınlarımız tarihin çeşitli sayfalarında okuduğumuz ve tanık olduğumuz gibi karanlık yargılamalarda unutulmaz savunmalarını yapıyorlar; bizler de duruşmalara katılmaya uğraşıyor ve kahroluyorduk.
O günlerde Türkan Saylan'ın karaciğer kanseriyle de mücadele ettiğini ve hastalığının çok hızlı ilerlediğini öğrendik. Ben yeni emekli olmuştum ama üniversitede öğretmeye ve öğrenmeye devam ediyordum. Beyazgül sokağındaki o güzelim ahşap evin zilini çaldım bir gün. Neden mi?
Güneş Umuttan Şimdi Doğar kitabında sevgili Türkan Hoca'nın Ayvalık'ta günbatımını izlemeyi çok sevdiğini okumuştum. Ben de o yıllarda bir gezide Cunda'dan çok sevdiğim güneşin denize kavuşmasını görüntülemiş ve Galatasaray Üniversitesi'nin Süslü Salonu'nda tam bir amatör coşkusuyla diğer fotoğraflarımla sergilemiştim sevgili kuzenim Gülru'nun anısına.
Hemen en sevdiğim fotoğraflardan birini paketleyip kapıyı çaldım. Kapıyı güler yüzlü bir hanım açtı. Ve içten bir ilgiyle beni dinledi; Türkan Hoca'nın az önce kemoterapiden geldiği için halsiz olduğunu, misafir edememekten üzüntü duyduğunu söyledi. Adımı ve telefonumu aldı,karşılıklı teşekkürlerimizle vedalaştık. Böylece ben o gün liyakat sahibi, saygı ve sevgi bilen sevgili Ayşe Yüksel Hocamızla da tanışmış oldum.
Eve döndükten bir iki saat sonra telefon çaldı Nasıl tatlı bir ses, bana Ayvalık fotoğrafım için çok teşekkür etti. Bir eğitimciyle tanışmaktan çok mutlu olduğunu ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nde gönüllü çalışmamı arzu ettiğini iletti.
O konuşma benim yaşamımın unutulmazlarından. Ağır hasta, bir çok sorunla uğraşan, sadece bir hafta önce evi aranıp darmadağın edilen o bilge insan benim gönlümü almak ve teşekkür etmek için aramayı ihmal etmemişti.
O günlerde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde ÇYDD'nin yirminci yıldönümü hıncahınç dolu salonda kutlanmış ve tekerlekli sandalyesinde sevgili Türkan Saylan da törene katılmış, sahnede oturmuştu. Nasıl duygu dolu bir geceydi. O gece orada olan herkes son buluşma olduğunu biliyordu. Yine de Türkan Saylan ayağa kalkıp bugünlere de ışık tutan :
'' Türkiye adalet, eşitlik, insan hakları istiyor.....
Bizim kızlarımızı görseniz sevineceksiniz. 29 bin öğrenciye burs verdik. Hedefimiz 100 bin öğrenci.........
Bu konser çok önemli. alınan her bilet bir üniversite öğrencisinin bursuna katkı olacak.'' demişti. Çünkü Fazıl Say gönüllü olarak sahnedeydi.
Yalnızca iki hafta sonra yine aynı salonda son yolculuğuna uğurlandı o yorgun sağlık ve eğitim savaşçısı. Binlerce kişi Teşvikiye'den Zincirlikuyu Mezarlığı'na yürüdük sevgi ve saygıyla uğurladık.
2010 yılında Pınar Öğün'ün büyük bir başarıyla canlandırdığı Türkan dizisini izlerken bir kez daha yaşadık Türkan Saylan'ın çabalamayla geçen ömründen bölümleri Son günlerini ise 2011 yılında Rüçhan Çalışkur adeta yeniden yaşattı, Türkan filminde . Ayşe Kulin'in 2009'da metuplarından yola çıkarak yazdığı 'Türkan' kitabı.
Emeği geçen herkes özgür yaşasın. Savunmasını yaptığı ve bitiremediği için çok üzüldüğü son kitabını da avukatı Hüseyin Karataş bitirdi ve 'Son Nefeste Son Savunma' 2011'de yayımlandı.
2015 yılında çok sevdiği evi satılığa çıktı. Kendimce bir kampanya başlattım. Facebook'da yazdığım yazıda evin müze ev halinde korunması için destek verilmeli diyerek. Tam 4 bin kez paylaşıldı ÇYDD yönetici ve üyeleri de paylaştılar kendi duyurularına ek olarak. Kandilli Kız Lisesi mezunları, liselerinin yenilenmesi sürecinde Türkanlarının çabasını bildikleri için daha bir içten sarıldılar müze ev düşüncesine. Ama olmadı, 2 milyon lira sağlanamadı ve anılarla dolu ev satıldı.
Bugün 18 Mayıs 2021. Azmiyle, ilkeleriyle, sağlık ve eğitime ömürboyu hizmetiyle her geçen gün daha çok anıyoruz. Yüzümüzü güldürenler; onun yolundan giden başta ÇYDD başkanı sayın Ayşe Yüksel ve tüm üyeleri, gönüllüleri ve pandemi günlerinde gerek anma gerekse bilgi ZOOM toplantılarında seslenen ÇYDD gençleri gönlümüze pırıltılarını saçıyorlar.
Kayıtlarını, youtube'da ÇAĞDAŞ YAŞAM TV'de izleyebilirsiniz. Örneğin şu anda 11. Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri ve 12. Anma Töreni canlı yayında.
91 bini geçen öğrenci bursuyla parlıyor ÇYDD. Yaşam boyu öğrenci olarak ve inadına temiz nefesler almaya uğraştığımız bugünlerde tüm alkışlar onlara ve diğer gerçek çağdaş eğitim kurumları ve vakıflarına...