Lozan Mubadilleri Vakfi'nin kuruluş öyküsü çok etkileyicidir.Atatürk'ümüz, Abdi İpekçi ve İsmail Cem'in barışçıl adımlarının izinden gidip büyük Marmara depreminde yaralar sarılırken, iki toplumun dayanışması ve içten desteklerinden sonra Vakıf kurulmuştur. Ve on üç yılda dostluk, belgeler, kitaplar, suyun öte yanına geziler, koro, dil kursları,sempozyumlar, sergiler ve müze açılışı başarılmıştır. Emek verenlere yürekten gönül borcumuz var, bu islerin gönül vermeden olamayacağını iyi biliriz.
Ve bizim birinci kuşak mübadillerimiz var. Tüm anma toplantılarında onları karşılamak içimizi ısıtıyor. Özlediğimiz büyüklerimize kavuşmanın güzelliğini yaşıyoruz. Hele Lütfü Karadağ, yasam sevinciyle, gülen yüzüyle katılınca etkinliklere, inanın enerji farklılaşıyor. Ve hep birlikte 100. doğum gününü kutlamayı bekliyoruz gelecek Mayıs'ta.
Ve bizim birinci kuşak mübadillerimiz var. Tüm anma toplantılarında onları karşılamak içimizi ısıtıyor. Özlediğimiz büyüklerimize kavuşmanın güzelliğini yaşıyoruz. Hele Lütfü Karadağ, yasam sevinciyle, gülen yüzüyle katılınca etkinliklere, inanın enerji farklılaşıyor. Ve hep birlikte 100. doğum gününü kutlamayı bekliyoruz gelecek Mayıs'ta.
Cumartesi sabahıTuzla'da denize karanfilleri atarken, atalarımızı selamladık ve sevgilerimizi suya bıraktık, ruhlarına aksın diye... Ve Tuzla' da ITÜ Denizcilik Fakültesi bu yıl ilk kez tahaffuzhaneyi açtığı için o günleri anımsamak daha bir keskin, daha bir derindi.
Fakültenin konferans salonunda genel sekreterimiz Sefer Bey 22 mübadil derneği adına bildiri okudu,üç önemli noktaya parmak basarak: Vize kaldırılmalıdır. İki tarafın da kültür varlıkları korunma altına alınmalıdır. Her türlü faşist saldırı durdurulmalıdır. Ve çekilen acılar bir daha yaşanmasın dileğiyle bitirdi konuşmasını.
Kayalar kökenli, ITÜ Denizcilik Fakültesi dekan yardımcısı beyefendinin çabasıyla da açılan tahaffuzhanede bulunmak çok farklı bir duygu yarattı gerçekten. İlk kuruluş amacı kolera salgınından korunmak icin deniz yoluyla gelenleri karantina altına almak olan tahaffuzhanelerin ikincisini gezmiş oldum, Urla'dan sonra. Benim büyüklerim Urla'da basmışlar ilk kez Anadolu toprağına. Daha büyük ve misafirhaneleri hala ayakta Urladakinin. O ilk yabancılık duygusunu daha bir duyumsuyorsunuz ve nedense aklınıza Nazi kampları geliyor amaçları çok farklı olsa da zorunlu bir göç olduğu için.
Törenin bir sonraki durağı Tuzla mübadillerinin iki tarafı da yansıtan fotoğraf sergisindeki sıcak ağırlama o derin hüznü hafifletti. İnsanlar ve mekanların paylaşımı dostluğu pekiştiriyor. Bir de soğuk havada yolu sergiye düşen tüm topluluğa sunulan sıcak nohutlu pilav ve zerde ikramı nasil da lezzetli geldi.
Artık ertesi günkü yemeğimiz vardı sırada.Pazar akşamı yine Moda Spor Klübündeydik. Kar atarken yola çıktık. Bu yıl, son Yanya mübadil gezisinden sonra dost yüzler ne denli çoğaldı diye düşündüm kucaklaşmalardan sonra. Koromuzun türkü ve şarkılarıyla, hele Lütfü Amcanın gönüllü solistliğindeki ' Haydar Haydar' seslendirmesiyle hepimiz pistte bulduk kendimizi.Bu yıl Yorgos Kapsalis ve grubu bizimleydi. Daha sonra sırayı Hasan Öztürk (Ozan Berraki) aldı.Halaylar, danslar, ilk kuşak mübadillere son kuşak gençler tarafından sunulan çiçekler, çektiğimiz fotoğraflar ve tatlı sohbetlerle sıra geleneksel çekilişe geldi.Çetin Özer hocamızın sanat fotoğraflarından çıkar diye çok bekledim ama şansım yoktu.
Yalnızca dokuz on yaşlarındaki küçük konuğumuz başını i-padindeki oyunlarından kaldırmadı tüm bu özel saatler boyunca. Gelecek kuşakların mübadeleyi unutmaması için biz de onlara uygun yapıtlar yaratmak zorundayız herhalde...
Saatler gece yarısına doğru ilerlerken Yanyalı kuzenler ve diğer mübadil dostlarla vedalaşıp arkadaşlarımın önermesiyle ilk kez vakıf üyesi olarak katıldığım yemeğimizden ayrıldım, gelemeyen dostlarla da bir sonraki toplantıda buluşmayı dileyerek.
Bu yıl İzmir'de de Lozan Mübadilleri dernekleşti. Yoğun bir program hazırladılar. Dün Ege'ye de karanfiller atıldı Pasaport iskelesinden. Konferans ve sempozyum düzenlendi. Yarın Agora AVM'de film ve Rembetiko gösterileri, Vasıf Çınar Bulvarında mübadil aileler sergisi var ki benim ailemin de fotoğrafları olacağı için coşkuluyum.Akşama da İZDSO'nun,Mübadele anısına düzenlediği konser var AASSM'de.
Yineliyelim ve bitirelim: Çekilen acılar bir daha yaşanmasın, toprağımızda barış içinde yaşayalım...
Fakültenin konferans salonunda genel sekreterimiz Sefer Bey 22 mübadil derneği adına bildiri okudu,üç önemli noktaya parmak basarak: Vize kaldırılmalıdır. İki tarafın da kültür varlıkları korunma altına alınmalıdır. Her türlü faşist saldırı durdurulmalıdır. Ve çekilen acılar bir daha yaşanmasın dileğiyle bitirdi konuşmasını.
Kayalar kökenli, ITÜ Denizcilik Fakültesi dekan yardımcısı beyefendinin çabasıyla da açılan tahaffuzhanede bulunmak çok farklı bir duygu yarattı gerçekten. İlk kuruluş amacı kolera salgınından korunmak icin deniz yoluyla gelenleri karantina altına almak olan tahaffuzhanelerin ikincisini gezmiş oldum, Urla'dan sonra. Benim büyüklerim Urla'da basmışlar ilk kez Anadolu toprağına. Daha büyük ve misafirhaneleri hala ayakta Urladakinin. O ilk yabancılık duygusunu daha bir duyumsuyorsunuz ve nedense aklınıza Nazi kampları geliyor amaçları çok farklı olsa da zorunlu bir göç olduğu için.
Törenin bir sonraki durağı Tuzla mübadillerinin iki tarafı da yansıtan fotoğraf sergisindeki sıcak ağırlama o derin hüznü hafifletti. İnsanlar ve mekanların paylaşımı dostluğu pekiştiriyor. Bir de soğuk havada yolu sergiye düşen tüm topluluğa sunulan sıcak nohutlu pilav ve zerde ikramı nasil da lezzetli geldi.
Artık ertesi günkü yemeğimiz vardı sırada.Pazar akşamı yine Moda Spor Klübündeydik. Kar atarken yola çıktık. Bu yıl, son Yanya mübadil gezisinden sonra dost yüzler ne denli çoğaldı diye düşündüm kucaklaşmalardan sonra. Koromuzun türkü ve şarkılarıyla, hele Lütfü Amcanın gönüllü solistliğindeki ' Haydar Haydar' seslendirmesiyle hepimiz pistte bulduk kendimizi.Bu yıl Yorgos Kapsalis ve grubu bizimleydi. Daha sonra sırayı Hasan Öztürk (Ozan Berraki) aldı.Halaylar, danslar, ilk kuşak mübadillere son kuşak gençler tarafından sunulan çiçekler, çektiğimiz fotoğraflar ve tatlı sohbetlerle sıra geleneksel çekilişe geldi.Çetin Özer hocamızın sanat fotoğraflarından çıkar diye çok bekledim ama şansım yoktu.
Yalnızca dokuz on yaşlarındaki küçük konuğumuz başını i-padindeki oyunlarından kaldırmadı tüm bu özel saatler boyunca. Gelecek kuşakların mübadeleyi unutmaması için biz de onlara uygun yapıtlar yaratmak zorundayız herhalde...
Saatler gece yarısına doğru ilerlerken Yanyalı kuzenler ve diğer mübadil dostlarla vedalaşıp arkadaşlarımın önermesiyle ilk kez vakıf üyesi olarak katıldığım yemeğimizden ayrıldım, gelemeyen dostlarla da bir sonraki toplantıda buluşmayı dileyerek.
Bu yıl İzmir'de de Lozan Mübadilleri dernekleşti. Yoğun bir program hazırladılar. Dün Ege'ye de karanfiller atıldı Pasaport iskelesinden. Konferans ve sempozyum düzenlendi. Yarın Agora AVM'de film ve Rembetiko gösterileri, Vasıf Çınar Bulvarında mübadil aileler sergisi var ki benim ailemin de fotoğrafları olacağı için coşkuluyum.Akşama da İZDSO'nun,Mübadele anısına düzenlediği konser var AASSM'de.
Yineliyelim ve bitirelim: Çekilen acılar bir daha yaşanmasın, toprağımızda barış içinde yaşayalım...