Arkadaşlarım bu ismi severler umarım. Son on gündür 'Diren Gezi' ile öylesine yoğunlaştım ki artık bu yazı bile onun izlerini taşıyacak doğal olarak.
Rüştü hemen ''Ben gidiş için araç ayarlayabilirim'',dedi ve onun katkısıyla çok eğlenceli bir yolculuk yaptık. Rüştü, Aytekin ve Burhan'ı eyleme geçirdi. Süleyman'ın payını hiç unutamam; gruba mesajlarıyla ve telefonlarıyla destek verdi hemen.Ayrıca Sezaver'i buldu. Erdoğan bu coşkuya dayanamadı Mısır'daki işini erteleyip gelmeye söz verdi. Biz sanal ve vokal uğraşırken yerel desteğimizin tümünü sevgili arkadaşımız Mustafa sağladı.Önce Seher- Mehmet'e haber verdi. Ahmet'i buldu. Belediye başkan yardımcılığından gelen deneyimiyle diğer sınıf arkadaşımız Kaplan Dağ Restoran'ın kurucusu Lütfü'den yaptıramadığımız yemek rezervasyonunu Toptepe Belediye Tesisleri'nde hem de belediye başkanımız Tayfur Çiçek'i de yanımızda bulmamızı sağlayarak en mükemmel şekilde gerçekleştirdi. Böylece lise müdürümüz de telefonlarımızdan etkilendi ve Pazar sabahı okulumuz kapılarını bize açtı.
Buluşma öncesi aile katkısından da söz etmeliyim. Kuzen dayanışmasıyla Macit'e ulaştık. Kızım diploma hazırladı, eşim baskısını yaptırdı. Böylece 40 yıl önce yapamadığımız diploma törenini bugünkü müdürümüzle gerçekleştirdik.
'Buluş lise' için uğraşırken ' son üç günde 'Diren Gezi' başladı. O günlerde hep buluşma öncesi duygularımızı yazmayı öylesine çok istiyordum ki. O Cuma sabahı atılan gaz bombalarının dumanı ve kokusu sadece nefesleri değil yürekleri de yakan Halk TV görüntüleriyle ve twitter, facebook paylaşımlarıyla tüm yaşamımızı derinden etkilemeye başladı. Hatta bir ara iptal etmey de düşündük. Sonra gurbetten gelen arkadaşlarımız ve bu buluşmanın da 40 yıl sonraki ilk buluşma olduğunu ve sekizdik otuz olduk heyecanıyla kararımızdan dönmeyelim dedik ve iyi ki de demişiz.

İlk buluşma mekanımız Tire Öğretmen Evi'nin bahçesiydi. Karşımızda bizi bekleyen grubumuzu bulmak nasıl unutulmaz bir andı. Herkes birbirine sarılıyor, sanki bir kaç gün öncesinde ayrılmışcasına tüm içtenliğimizle sesleniyorduk birbirimize. Bedenlerimiz takvim yaşında olsa da ruhlarımız on yedi yaşın parıltısındaydı.Okul müdürümüz bizi beklediğini bildirse de ayrılamıyorduk ilk buluşma yerimizden; Haydi lise binamıza' diye duyurmaya çalışırken gitmiş öğretmen sesim.Üç gün boyunca o kısık sesle.
dolaştım.
Artık yemek ve ayran(!) zamanıydı. İsteyen milli içeceğimizi,isteyen milli içkimizi ya da türevlerini seçti. Anılar, kahkahalar ve nefis yemeklerle (Tire'nin o güzelim ot salatası, keşkeği,tandırı,köftesi ve karadutlu loru gibi) donatılmış masalarımızda unutulmaz saatler geçirdik.Lise fotoğraflarımız, Necla'nın anı defteri ve lise güncem dolaştı tüm masada. Hatta bir ara belediye başkanımız da katıldı aramıza. Yemeklerimiz biterken okumaya doyamayan Deniz'imiz sınavdan çıkıp gelince keyfimiz tam oldu. Deniz'ciğim anılarıyla nasıl güldürdü hepimizi. Hatta Saide ile benim okul gezilerine bile formalarmıızla katıldığımızı getirdiği fotoğraflarla belgelemesi o kadar komik geldi ki...
Bizi tüm bu saatler boyunca gülümseyerek izleyen,fotoğraflarımızı çeken,ulaşımlarını rahatça sağlayan, evde kalıp destek veren tüm eşlere, kardeşlere ve hatta torunlara da kocaman teşekkürler. Tanıştıklarımızı da çok sevdik. Bu arada evlat kontenjanından facebook üyesi olanların da bir an önce kendi isimlerini görelim bu bilişim çağında.
Söz verdik birbirimize. Bu buluşmalar yinelenmeliydi. Artık biz 'buluş Lise' eylemcileriydik Yazılan duygular hep 16 yaş güncesinin arkasında saklı kalacak. Ve Nuray'ın yazdığı gibi ''40 yıllık bir koşuşturmanın ardından öyle güzel bir molaydı ki''
Neşecan'ın yazdığı gibi,.''Dostluklar gerçekten hiç eskimiyor, bunu bugün daha iyi anladık.
''Necla İstanbul'dan gelip çocukluğuma ve ilk gençliğime merhaba dedim.'' diye yazarken bu güzel günün en anlamlı özetlerini yaptılar bir anlamda.
SEVGİYLE KUCAKLAŞMALARIN ARDINDAN BİR SONRAKİ BULUŞMAMIZIN SÖZÜNÜ VERDİK GÜLEN GÖZLERİMİZLE. İYİ Kİ KATILDINIZ, İYİ Kİ BULUŞTUK.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder