2 Ekim 2012 Salı

BENİM MÜZİK TAPINAĞIM

Müzik insanların inanç sistemlerinden biri olsaydı dünya nasıl olurdu? Ya da din adamları vaazlarını müzik eşliğinde verselerdi? Yunus Emre ilahileri, Alevi semahları, Mozart besteleriyle güne başlasaydık... Televizyon kanallarının tümü her gün bir kaç saatlik kuşaklarını kuşaklar boyu degerlerini yitirmemiş müzik yapıtlarına ayırsalar, cennet anlatımlarında hurilerin yerini lir çalan müzisyenler alsa, kısacası ruhumuz müzikler arınsa daha bariscil ya da insancıl olur muyduk?   Siirler, müziğe arkadas olsa, filmler, tablolar, oyunlar onları izlese, hepimizin başucunda bir kitap dursa, internette gezerken aramalarımız insan yaratıcılığının en güzel ürünlerini, sanal müzeleri ve sanat haberlerinin sayfalarını da acsa biz insan olduğumuzun ayırdına daha iyi varır miydik?              Ask sözcüğünün anlamını tam kavrasak, sevgileri bu denli hızlı tüketmesek, dostluğun degerini hiç yitirmesek nasıl yasardik?                                                                                Efes Antik Tiyatro'da Berlin Filarmoni Orkestrasi'ni gecen Cuma aksamı  huşu icinde dinlerken bunları düşündüm bir yandan. Binlerce yılın birikimiyle ayakta kalmış bu insanlık tapınağında nice uygarlıklarda sergilenen sanat ürünlerinin insanlık tarihinin en aydınlık sayfaları olduğunu ve daha nice yüzyıllara ışık tutmasını diledim tüm içtenliğimle
Ozanların eksilmesinin insanları nasıl eksilttigini düşünüp Neset Ertas ustayı andım. Onun dingin gönlüne sonsuz yolculuguna ugurlanisinin hiç uymadığını anımsadım. Bestelerinin, sözlerinin, yaşadıklarının insanlara hep rehber olmasını istedim yürekten. Sonra sahnedeki iki genc solist kardeşe baktım kivancla. Ne denli yalın, ne denli pırıltiliydilar. Aldıkları egitimin hakkını nasıl da güzel verdiler biz dinleyenlerine.                                                                    Belleğimde Antik Tiyatro'da izlediğim unutulmaz sanat yapıtları ve sanatçılara selam verdim. Joan Baez, Jose Carreras, Elton John, Zubin Mehta. Zamphir, Chris de Burgh, Kızıl Ordu Korosu, Al Di Miola, Nazım Oratoryosu, Baris Manco, Martha Graham ve daha niceleri. Ayrıca Celcius 
Kitaplığında . Ne çok şey harmanladim yüreğimde onları izlerken. Sanata saygım arttı, güzellikleri görmeyi, yasama her zorluğa karsın umutla bakmayı öğrendim ben  o koca tiyatroda. Hani zamanının tanığı olmak diye birşeyim vardır ya ben de tanık oldum bir çok unutulmaz gösteriye.     Kimi zaman yer bulunmadı, dışlarda kaldı pek çok gelen, kimi zaman basamakların pek cogu gelenleri bekledi. Kimilerinde afiş basarak katkıda bulunduk,kimilerinde saraplarimizi yudumladik tas basamaklarda.                                                 Ne büyük mutluluklar yaşattın Efes yüzyıllardır tüm konuklarına. İnsan olmanın hazzını yaşattın. Daha çok yüzyıllar , bin yıllar besle ruhlarımızı. Kültür nedir ki zaten; her şey unutulduktan sonra geriye kalan değil mı? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder