11 Nisan 2014 Cuma

TİRE'DE SEÇİM ŞÖLENİ

Doğduğum yerde, bu toprakların en güzel ilçelerinden birinde bir şölen gibi kutlandı 2014 yerel seçimlerinin sonuçları. Pazartesi günü Tire'deydim ve yüzüm gülerek döndüm İzmir'e.

Tire'de 64 yıldır ilk kez CHP belediye başkanlığı seçimini kazandı. Bu çok büyük bir değişim sayılabilir. Hepimizin bildiği gibi CHP'nin aday belirleme süreci çok sancılı geçti. Bir çok istifalar ve DSP'ye geçip aday gösterilenler olduğu gibi, olgunlukla sonucu kabullenip destek verenler de görüldü. Ve genelde takım çalışması olumlu sonuçlar getirdi. 

Tire'de durum pek farklı sayılmazdı aslında. Tayfur Çiçek Demokrat Parti'den kazanmıştı geçen dönem seçimleri. Çünkü Tire, yıllarca Adalet Partisi'nin ve sonra Doğruyol'un kalesi konumundaydı. Ancak son dönemde giderek ötekileştirmeyi seçen ve halkın demokratik haklarını kısıtlayan yürütme erkinin giderek kararan dayatmacı tavrından dolayı pek çok yurttaş gibi o da  olumsuz etkilenmiş ve CHP'ye geçmişti. Altı aday adayı vardı Tire'de ve aday olan geçmiş hizmetlerinden ötürü Tayfur Çiçek oldu. Ve İzmir'in kaybedilen altı ilçesinin verdiği üzüntü yanında Tire ve komşu ilçe Bayındır bu kez CHP'nin yüzünü güldürdüler. 

Evet, buraya dek nesnel bir bilgi derlemesi yapmaya çalıştım aslında. Bundan sonrası eski arkadaşlıklar, güzel paylaşımlar ve bizim evdeki ilk resmi politikacıyla ilgili. 

Tayfur ve eşi Yüksel Çiçek bizim çok gençlik yıllarımızdan arkadaşlarımız ve benim meslektaşlarımdı. Uzun yıllardır Tire'ye genelde ailelerimizi görmeye gittiğimiz ve yoğun çalıştığımız için pek görüşemez olmuştuk. Fen Lisesi projemizi gerçekleştirmemizde eski arkadaşımızın çok büyük desteği oldu. Bir eğitimci olarak belediyenin tüm hizmetlerini kullandı ve inşaatın başında o da durarak  16 Mayıs 2012'de atılan temelin 2013- 2014 öğretim yılına yetişmesini sağlamada büyük payı oldu. 

Okulun açılışında da töreni belediye gerçekleştirdi. Kendimizce sıcak ve duygulu bir başlangıç yaşadık ilk öğrenciler, öğretmenler ve yakınlarımızla. Yılbaşına doğru eşime Tire CHP örgütü için çalışması yönünde öneriler gelmeye başladı. İlk anda olanaksız gibi geldi bana bu düşünce. Neden derseniz bizim evin sıkı CHP'lisi bendenizdim ve Atatürk'ün Partisi 1999 Genel Seçimleri'nde Türkiye Büyük Millet Meclis'ine giremeyince gidip bundan sonra daha iyi çalışmak gerek diyerek partiye üye olmuştum. Yoğun çalışma yaşamı ve mühendislikten gelen daha analitik düşünce yapısıyla sevgili eşimin teknokrat hükümetlere daha sempatiyle bakışı bizim evde demokrasinin işleyişinin bir tür simgesiydi. 

Son yıllar pek çok şey değiştirdi düşünce yapısında. Bizim evdeki değişim tüm sandıklarda adaletli şekilde yansımış olsaydı ne umutlu bakardık seçim sonrasında...

Neyse sözü daha çok uzatmadan değerli başkanın ''Yanımda olup destek verirsen çok sevinirim.''  önerisi ve değişen belediyeler yasası Tire'de ve bizim evde CHP'nin zaferiyle sonuçlandı.

On yıldır İstanbul'da oy verdiğim için, İstanbul'da gözetmenlik görevim olduğundan ve bir oy bile çok önemli diye düşündüğümden çok yoğun ve şenlikli geçen Tire'deki seçim çalışmalarının uzağındaydım. Sandık sonuçlarına inanamayan pek çoğumuz gibi karamsar döndüm EGE'ye. Ama mazbata alımını ve onca yıl sonra CHP'li başkanın görevine başlama törenini kaçırmadım doğrusu. İyi ki katıldım böylece sevgili Yüksel Çiçek'in yıllardır değişmeyen olgun tutumuyla eşinin hep yanında oluşu, konukseverliği ve lise yıllarından arkadaşım Lale'nin ilçe örgütündeki gayretli çalışmasının sonuçlarına da tanık oldum.     



Adeta o eski Türk filmlerinin tadında bir tören oldu. Davullu zurnalı karşılama, ilçe meclisindeki üç kadın üyeyi az bulduğunu belirten gencecik yargıç hanımdan mazbata alma, farklı partilerden seçilenlerin birbirlerini kutlaması, Tire Bandosu'nun eşliğinde

Atatürk anıtında saygı duruşu, İstiklal Marşı söyleme, çelenk bırakma ve Ata'nın huzurunda tüm Tire'ye eşit hizmet sözü, son olarak belediyeye yürüyüş ve yine davul zurna eşliğinde oynanan zeybekler, tüm personelin yüzleri gülerek başkanlarını alkışlarla karşılamaları...

Tüm bu yaşananlar Ege kültürünün ve sıcaklığının yansımasıydı. Türkiye seçim sonuçların büyük çoğunlukla bu şekilde yaşasaydı, sonuçlar güvenilir olsaydı, ölümle ve yaralanmayla sonuçlanan kavgalar yaşanmasaydı ne farklı bir ülke olurduk.

Pazartesi böyle anlamlı ve mutlu dönmüşken doğduğumuz şehirden ve Tire'nin yemyeşil, bahar çiçekli güzelim dağlarından, tüm arkadaşlarım ve dostlarımı Tire'nin baharlarına çağırmaya, Kaplan'ı, Toptepe'yi, Değirmen'i, Dere Kahve'yi,Salı Pazarı'nı benim de görmeye can attığım Arap Pınarı'nı ve daha pek çok tarihi doğal güzelliklerini görmeleri, dingin bir gün geçirmelerini sağlamak için kendimce söz vermişken, ertesi gün  Büyük Millet Meclisi'nde Kemal Kılıçdaroğlu'na atılan yumruklar çok üzücüydü. 

Kaba sözler ve kaba kuvvet insan gibi insanlar için o denli kırıcı ki yalnızca bu tür eylemlerle karşılaşanları değil barış sever tüm insanları derinden etkiliyor. 

Yine de bitirmeden önce Tire'nin National Geographic Traveler, Ekim 2012 sayısında Türkiye'nin en güzel on ilçesi arasında gösterildiğini de yazmalıyım. Yemeklerin lezzetinden geleneksel diyet mevsimine girildiği için özellikle söz etmiyorum. Eh, artık gölet de tamamlandı, su manzaramız da var, diğer projeler için lütfen üşenmeden Tire Belediyesi web sayfasına bir göz atın ve bir an önce gezi rotalarınıza ekleyin, ne dersiniz? 

     


     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder