22 Ocak 2022 Cumartesi

SINAVLAR DA GÜÇ VERİR

 Yeni yılın ilk yazısıysa ve gözleriniz hep iyiyi, sanatı ve bilgiyi görmeye hazırsa; haydi öyleyse başlasın sözcüklerin dansı...

İki yıldır nasıl bir dönüşüm içindeyiz küresel salgınla. Çok yorgunuz, sürekli bir kriz ve yadsıyamadığımız yeni gerçekler karşısında yangın yerine dönen yüreklerimizle yine de dirençliyiz. (kendi adıma arada sendeleyip düşsem de kalkıyorum yine ayağa).

Bilgilenmek, sanat ve gençlerin görüşleri, üretkenlikleri, farkındalıkları gülümsetiyor bizleri. Yaş alabilmek bile şans artık.  Tüm zorluklara karşın yaşama tutunma tutkumuz  Çünkü çok dost kapıları kapandı zamansızca. Ve o sonsuzluktaki sevdiklerimizin  anıları için de yaşamak ve yaşatmak gerek dercesine nefes alıyoruz maskelerimizin ardında.

Ömür boyu öğrenciliğe devam ediyorum kendimce. İki hafta önce son okuduğum Anadolu Üniversitesi ikinci üniversite programı Tarım Teknolojileri'nin final sınavlarından çıktım ve Bir Baba Hamlet oyununa gittim. 

Oyunun hakkını vermeden önce son okul serüvenimden söz edeyim. Sosyoloji benim kırk yıl önceki düşümdü. emekli olunca çok severek bitirdim. Hatta Eskişehir'e kuzenciğimle gidip kep giyme törenine bile katıldım. Sonra İstanbul Üniversitesi'nin AUZEF bölümlerinden 'Kültürel Miras ve Turizm' derslerini inceleyince hemen ona kaydoldum ve sınav günleri dışında nasıl geçtiğini anlamadan mezun oldum.

O günlerde en hoşuma gidenlerden biri yaşıtlarım toplu taşımda 60 yaş indirim kartı alırken benim öğrenci kartı kullanmamdı. 

Son okul diye anneme sözüm vardı. Çünkü anneciğim benim sınavlarımdan yorulduğumu düşünüyordu. Pandemi, kararımdan ve anneme verdiğim sözden dönmeme neden oldu. 

Evde otururken, iklim değişiminin, çok yakın gelecekteki su yoksunluğunun ve verimli toprakların beton ormanlarının farkındayken daha bilinçli yaşamak gerekti. Hem ben doğduğumda Karaferye mübadili Şükrü dedem 'Çiftliğim geldi' sözleriyle özlediği toprakların sevgisini duymuş diye anlatırdı annem. Memleketlisi Rauf dedemin bereketli bahçesinin mis gibi sebze ve meyveleriyle beslenmiştim. Özümde vardı toprağa sevgi.      

Ve böylece son resmi okulumun son dönemine geldim. Bu doymaz bilmek okul bitirmelerin alt metninde doktora programına çok sorgulayıcı olduğumuz gerekçesiyle bizi kabul etmeyen hocamızın da rolü var elbette.

 Neyse mademki yüz yüze sınav yapmış YÖK, üstüne de bizim kendi kütür sanat programımız da NAS olmalı. 

Önceden çevrimiçi satın aldığım Baba Sahne oyununun son bileti ile ilk sıradaki yerime kuruldum. Kavuk'un son sahibi Şevket Çoruh ve biricik Günay Karacaoğlu oyunculuklarını döktürdüler ve iki saat boyunca tüm salonu coşturdular, şarkı söylettiler ve mizahın gücüyle doldurdular. Sanatlarıyla hep var olsunlar, bizler de bu kadar geç kalmadan hep izleyelim. 

Akşam saat altıda oyun bittiğinde ikinci programdaydı sıra. Kadıköy Belediyesi'nin başta başkanları, tüm emek verenleriyle yeniden hayata döndürdüğü 'Müze Gazhane' gitmek.

 Gazhane'nin insana derin nefes olanağı veren o devasa bahçesini çok sevdim.  Siz isterseniz ayrıntılarını okursunuz. Ben bir çok heykelin bu kamusal alanda günceli ve geleceği yakalayarak var olmasından çok etkilendim. Ve bu heykeller Haliç Tersanesi'ndeki atık materyaller kullanılarak 7 sanatçı tarafından üretilmiş olması ayrı bir güzellik. 

Müze Gazhane'de bilimin ışığında bir araya gelmiş gençler için sessiz/sesli çalışma alanları, İklim Müzesi, Karikatür ve Mizah Müzesi, Çocuk Bilim Müzesi, açık ve kapalı sergi mekanları, İBB Şehir Tiyatroları'nın iki sahnesi, işlikler yer alıyor. 

Son olarak Galatasaray Üniversitesi'ndeki yıllarımda her ay mutlaka Fest Travel'ın günlük İstanbul gezilerinde tanıma ve bilgi alma şansına eriştiğim çok sevgili Afife Batur hocamızın adının verildiği kütüphaneyi görmek nasıl ferahlattı içimi Onun bilgisi gibi pırıl pırıldı içerisi içindekilerle. Çünkü kendisi 130 yıllık emektar Gazhane'nin yeniden kazandırılması için en çok uğraş veren komşusu ve aktivistiydi. 

İstanbul'da hala güzel işler ve sanat var. Ama yaşadığımız ufacık yerde bile bizim merakımızı, bilgimizi besleyecek o kadar çok birikim var ki... Sağlığımız yerinde ve direnme gücümüz olsun, o bize yeter... Karanlık bize göre değil.   















3 yorum:

  1. Eline, aklina sağlık Belginciğim. Güzel bir yazı olmuş.Kadiköy'e bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Annem ellerine gönlüne sağlık biz de müzeyi gezmiş gibi olduk sağol...

    YanıtlaSil
  3. Belgin hocam, çok güzel ve motive edici bir yazı olmuş. Karanlık size göre değil, bize göre değil 💕

    YanıtlaSil