29 Eylül 2012 Cumartesi

SIRA HAYVANCİKLARDA

Yarın sokaktaki hayvancıklar da demir kafeslere ya da ölüme terkedilmesin diye protesto edecek insanciklar. Yedi yıl önce o insanciklarin pek cogu Cumhuriyet mitinglerindeydi. Dışarda kalanlar şimdi hayvanları korumaya çalışacaklar. Abartıyorum diye düşünebilirsiniz. Ama günler böyle günler artık.                                                                                                                Hepimizin çocukluk anılarında evlerinde besledikleri ya da sevdikleri hayvanlar vardır. Kimimizin de bir sekilde korktuğu ya da korkutuldugu. Yine de büyük cogunlugu sevgi doludur. Benim çocukluğumda Giritli ninemin Sarmaninin yeri başkadır. İlk basını oksadigim kedidir o. Bir de halamın evindeki kedisini unutamam. Küçük kuzenim ,ansızın kucağıma atınca yıllarca kedilere yaklasamamistim. Sonra bir gün Patimiz girdi yaşamımıza. Kızımın, yeğenimin evine sığınan anne Pati'nin yavrusunu evine getirmesiyle. İlk günler aynı odada duramazken, günler geçtikçe Patisiz duramaz oldum. Kucağıma oturduğunda tüm sıkıntıları unutturan Patimiz. Onu çok özlesem de rahat olduğunu bilmek yetiyor bir anlamda.                                                                 Hayvanlar yaşamımızda çok özel varlıklar.  İstanbul'u hayvansiz düşünmek olası mı? Bu ülke sehrin, yalnız ınsanlarının ya da cocuklarının en iyi dostlarını sevgisiz bırakmayı nasıl kabullenirsiniz?                                                     Ornegin ben akşamları bir etkinlikten eve dönerken ya Maçka Parkı'nın icinden gecerim ya da ana caddeden. Yol üzerinde mahallenin kocaman köpeğinin yatıp uyuduğunu görürsem icim rahatlar ya da parktaki kedi ve köpeklerin varlığı yüreğimi isitir.  Karınlarının nasıl doyuruldugunu, onlar icin kaç kisinin  Dışarda olduğunu anımsar, gülümserim. Hatta bazı arkadaslarımın ne denli yorgun ya da hasta olsalar da onları beslemek icin dolaştığını da.                                                Yeni yasa tasarısına göre sokaktaki dostlarımız hayvan barınaklarına kapatılacaklarmis. Adı üstünde, barınacaklar ama sevgisiz kalacaklar. Dayanabilirlerse mahallelerinden, sevdiklerinden uzakta yaşayacaklarmis. Tutsak, kırgın, umutsuzca bekleyişde. İnanıyor musunuz siz buna?          Toplumsal belleğimizden kalan bir ilke daha yok edilecek. Kayitsizligimiza bir halka daha eklenecek. Miniklerimize masallarımızda bir zamanlar bu sehirde kedi ve köpeklerimiz de vardı. Onları beslerdik diye anlatacağız ve sonra artık alistirdiklari gibi SUSACAĞIZ ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder