KIRK YILDA BİR BULUŞMA
Bu yazı benim sevgili lise arkadaşlarımla tam 40 yıl sonra buluşmamın öyküsüdür. Ve en yalın anlatımıyla hepimizin gözlerinde yeniden on yedi yaş pırıltılarının uçuştuğu on saatlik unutulmaz bir zaman diliminin anılarıdır.
Aslında bu buluşma fikri hep vardı. Bir gün Rüştü ile kuruluşundan beri emek verdiği Agora AVM'de karşılaştık. 35.yılda buluşalım derken araya bir beş yıl daha girdi. Ve ancak ben bu yıl ilk kez ders vermeden bir dönem geçirince daha bir sıkı sarılıp ilk anda beş altı kişi yola çıktık. Bu arada lise biter bitmez İstanbul'a gelin verdiğimiz Necla arkadaşım bir ay önce beni Facebook'da bulunca kıvılcımı ateşledi. Hemen sonra yine Facebook'daki sekiz arkadaş olarak 'buluş lise' eylemimiz başlamış oldu.
Arkadaşlarım bu ismi severler umarım. Son on gündür 'Diren Gezi' ile öylesine yoğunlaştım ki artık bu yazı bile onun izlerini taşıyacak doğal olarak.

Evet, sosyal medyanın tehlikeli sularında oluşturduğumuz (!) 'Tire Lisesi 1973 Mezunları' grubumuza sosyal medyasız yaşayan elli yıllık sevgili arkadaşım Saide'ciğim, Deniz'in telefon numarasını vererek destek oldu onca yoğun derslerinin arasında. Deniz adı gibi engin gönlüyle hemen telefonları bulma konusunda lojistik asistanlığa başladı. Onun sayesinde Engin, Asuman, Halide ve Mehmet Balaban'a ulaştık. Gülderen yıllar sonra döndüğü Tire'den desteğe başladı. Sınıf listelerini aldı okuldan. Ayrıca Şükran ve Leyla'yı da onun listesinden bulduk.Unutmadan annem ve kardeşim de Gülderen,Aysel ve Nalan'ın telefonlarını bularak 'Buluş Lise'de destekçi listesine girdiler. Ben de bir kaç yıl önce Zuhal'le karşılaşmış telefonlarımızı kaydetmiştik .O da Eskişehir'den 'olur' dedi ve bizim edebiyat şubemizdeki Necla'yı ve Hüsniye'yi listemize ekledi. Nuray'cığım biraz geç de olsa gruba katıldı ama sonrasında coşkuların en büyüğünü yaşayanlardan oldu.Seher Ulaş da sürpriz oldu torunuyla. Neşegül da aramızdaydı. İnci ve Ümran da ulaştıklarımızdandılar ancak ne yazık ki sağlık nedenleriyle katılamadılar.
Tamam, şu satırlara dek biraz feminist bakış açısıyla hep kızları yazdım gibi oldu. şimdi yine Rüştü'ye dönüyorum ve oradan oğlanların ( unutmayalım bu yazı genelde 17 yaş moduyla yazılmaktadır) desteğine geçiyorum.
Rüştü hemen ''Ben gidiş için araç ayarlayabilirim'',dedi ve onun katkısıyla çok eğlenceli bir yolculuk yaptık. Rüştü, Aytekin ve Burhan'ı eyleme geçirdi. Süleyman'ın payını hiç unutamam; gruba mesajlarıyla ve telefonlarıyla destek verdi hemen.Ayrıca Sezaver'i buldu. Erdoğan bu coşkuya dayanamadı Mısır'daki işini erteleyip gelmeye söz verdi. Biz sanal ve vokal uğraşırken yerel desteğimizin tümünü sevgili arkadaşımız Mustafa sağladı.Önce Seher- Mehmet'e haber verdi. Ahmet'i buldu. Belediye başkan yardımcılığından gelen deneyimiyle diğer sınıf arkadaşımız Kaplan Dağ Restoran'ın kurucusu Lütfü'den yaptıramadığımız yemek rezervasyonunu Toptepe Belediye Tesisleri'nde hem de belediye başkanımız Tayfur Çiçek'i de yanımızda bulmamızı sağlayarak en mükemmel şekilde gerçekleştirdi. Böylece lise müdürümüz de telefonlarımızdan etkilendi ve Pazar sabahı okulumuz kapılarını bize açtı.
Buluşma öncesi aile katkısından da söz etmeliyim. Kuzen dayanışmasıyla Macit'e ulaştık. Kızım diploma hazırladı, eşim baskısını yaptırdı. Böylece 40 yıl önce yapamadığımız diploma törenini bugünkü müdürümüzle gerçekleştirdik.
'Buluş lise' için uğraşırken ' son üç günde 'Diren Gezi' başladı. O günlerde hep buluşma öncesi duygularımızı yazmayı öylesine çok istiyordum ki. O Cuma sabahı atılan gaz bombalarının dumanı ve kokusu sadece nefesleri değil yürekleri de yakan Halk TV görüntüleriyle ve twitter, facebook paylaşımlarıyla tüm yaşamımızı derinden etkilemeye başladı. Hatta bir ara iptal etmey de düşündük. Sonra gurbetten gelen arkadaşlarımız ve bu buluşmanın da 40 yıl sonraki ilk buluşma olduğunu ve sekizdik otuz olduk heyecanıyla kararımızdan dönmeyelim dedik ve iyi ki de demişiz.

Evet, sıra 2 Haziran sabahına geldi sonunda. Saide, Engin ve ben Narlıdere-Balçova hattından Üçkuyular İskelesi'nde bizi bekleyen Belgin-Rüştü, Tijen-Aytekin,Canan-Süleyman ve Burhan'la buluştuk. Ben halk oyunları ekibizdeki Burhan'ı tanıyamadım ve şaşırdım kendime. hepimiz Engin'in o upuzun sarı örgülü saçlarına hayrandık. takıldık durduk kısa saçlarına. Yıl 2013 olmuştu ama biz sanki 197322e ışınlanmıştık birbirimizi bulunca. Öylesine coşkuluyduk ki ancak kırk yıl sonra buluşabilenler anlar. Gaziemir'den Necla ile Zuhal'i ve kardeşini de alınca bizim aracın kadrosu tamamlandı.
İlk buluşma mekanımız Tire Öğretmen Evi'nin bahçesiydi. Karşımızda bizi bekleyen grubumuzu bulmak nasıl unutulmaz bir andı. Herkes birbirine sarılıyor, sanki bir kaç gün öncesinde ayrılmışcasına tüm içtenliğimizle sesleniyorduk birbirimize. Bedenlerimiz takvim yaşında olsa da ruhlarımız on yedi yaşın parıltısındaydı.
Okul müdürümüz bizi beklediğini bildirse de ayrılamıyorduk ilk buluşma yerimizden; Haydi lise binamıza' diye duyurmaya çalışırken gitmiş öğretmen sesim.Üç gün boyunca o kısık sesle.
dolaştım.
Hemen fotoğraf çekimine başladık okulumuzun önünde. Biz o binada yalnızca son yılımızda okumuş, yapının açılışında halk oyunları ekibi olarak gösteri yapmıştık. Ve kırk yıl sonra Bizi lisemizin yeni ekibi Ege oyunlarını ustalıkla sergileyerek karşıladı.İlk ve son ekibin üyeleriyle fotoğraf çektirmek çok hoş oldu gerçekten.
Müdür Bey kütüphaneye aldı bizi ve ilk olarak, kendimizi tanıtmamızı istedi.Aslında çok iyi oldu bu çağrı. Çünkü kırk yıllık bir yaşam özeti sunduk tek tek.Süleyman'ın anıları ve şiirleri de çok hoştu. Sıra 40. yıl diplomasına gelmişti. Hepimize bir anı kalsın diye düşünmüştüm. Ve gerçekten çok duygulandık bu paylaşımdan da.elimizde diplomalarımız sınıflarımıza çıktık, sıralarımıza oturduk, anılarımızı tazeledik.
Artık yemek ve ayran(!) zamanıydı. İsteyen milli içeceğimizi,isteyen milli içkimizi ya da türevlerini seçti. Anılar, kahkahalar ve nefis yemeklerle (Tire'nin o güzelim ot salatası, keşkeği,tandırı,köftesi ve karadutlu loru gibi) donatılmış masalarımızda unutulmaz saatler geçirdik.Lise fotoğraflarımız, Necla'nın anı defteri ve lise güncem dolaştı tüm masada. Hatta bir ara belediye başkanımız da katıldı aramıza. Yemeklerimiz biterken okumaya doyamayan Deniz'imiz sınavdan çıkıp gelince keyfimiz tam oldu. Deniz'ciğim anılarıyla nasıl güldürdü hepimizi. Hatta Saide ile benim okul gezilerine bile formalarmıızla katıldığımızı getirdiği fotoğraflarla belgelemesi o kadar komik geldi ki...
Son durağımız Dere Kahve'ydi.Özel hazırlanmış masamızda kahve ve çaylarımızı içtik. Saatler akşamın yedisini geçmiş yola düşme zamanımız gelmişti.
Bizi tüm bu saatler boyunca gülümseyerek izleyen,fotoğraflarımızı çeken,ulaşımlarını rahatça sağlayan, evde kalıp destek veren tüm eşlere, kardeşlere ve hatta torunlara da kocaman teşekkürler. Tanıştıklarımızı da çok sevdik. Bu arada evlat kontenjanından facebook üyesi olanların da bir an önce kendi isimlerini görelim bu bilişim çağında.
Söz verdik birbirimize. Bu buluşmalar yinelenmeliydi. Artık biz 'buluş Lise' eylemcileriydik Yazılan duygular hep 16 yaş güncesinin arkasında saklı kalacak. Ve Nuray'ın yazdığı gibi ''40 yıllık bir koşuşturmanın ardından öyle güzel bir molaydı ki''
Neşecan'ın yazdığı gibi,.''Dostluklar gerçekten hiç eskimiyor, bunu bugün daha iyi anladık.
''Necla İstanbul'dan gelip çocukluğuma ve ilk gençliğime merhaba dedim.'' diye yazarken bu güzel günün en anlamlı özetlerini yaptılar bir anlamda.
SEVGİYLE KUCAKLAŞMALARIN ARDINDAN BİR SONRAKİ BULUŞMAMIZIN SÖZÜNÜ VERDİK GÜLEN GÖZLERİMİZLE. İYİ Kİ KATILDINIZ, İYİ Kİ BULUŞTUK.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder