31 Ocak 2014 Cuma

DÜNÜ ANIMSARKEN GELECEĞİ DÜŞÜNMEK

Dün bir mektup okudum, naif, umutlu, sevgi dolu. El yazısı anneanneminkine ne çok benziyordu. Birinci kuşak mübadillerimizden sayın Vedia Elgün'ün Lozan Mübadilleri Vakfı'na yazdığı ve vakfın geleneksel yemeğine katılacağını bildiren mektubuydu beni derinden etkileyen.

Vedia Hanım gibi pek çok mübadilin özlemle beklediği Mübadele'nin yıldönümü yemeği dostluk ve ortak yaşanmışlıkların bir araya getirdiği bizlerin sanki büyük ailesiyle bir araya gelmişcesine katıldığı bir etkinliktir ki bu yıl on beşinci kez düzenleniyor ve nice yıllarda sürmesini diliyorum yürekten.

Büyük aileyiz biz gerçekten. Sahiciyiz çünkü. Bu aileyi bir arada tutan, en çok emeği geçen Sefer Bey'e kocaman teşekkürlerimi sunuyorum öncelikle. Çünkü her an Vakıf ofisinde ya da Vakıf için katılması gereken bir etkinlikte.

Başlangıçta bir araya gelip bugünlere taşıyan tüm üyelere, tüm dostlara nasıl sunmalı şükranları. Bir oluşumun kuruluşuna emek vermek gerçekten zordur. Gönüllülük herkesin harcı değildir. Bugün LMV'nin birbirinden değerli yayınlarının pek çoğunda ben Sefer Güvenç adının yanında Çimen Turan ve Müfide Pekin'in isimlerini görüyorum. Ne yoğun çalışmışlar ve üretmişler. Sonra Esat Ergelen, derneğimizin başkanı olarak yazdıklarıyla, katıldığı paneller ve programlarda bilgilendirici konumda her zaman. Sula Aslanoğlu ve Tanaş Cimbis her zaman ve her gezide yanımızdalar güler yüzleriyle.

Koromuzu da  ekleyelim emek verenlere. Düzenli çalışmaları ve farklı şehirlerde verdikleri dinletilerle anıları müzikle canlı tutuyorlar.  

Aslında LMV'nin babası konumunda Ümit İşler var. Sevgili başkanımız, güler yüzüyle ve sakin duruşuyla en mükemmel şekilde yapıyor görevini.

Benim için kurucu üyelerden Şule Kılıç ayrı bir yerde sevgili kardeşi Lale'yle birlikte. Dostlukla kucaklıyorum ikisini de.

Vakfa emek veren tüm bu dostları gezilerimizde tanıdım. Seyahatler insanların birbirini tanıması için önemlidir denir ya, yemeklerimiz, fotoğraf çekme telaşımız, şarkılarımız, türkülerimiz, kilometreler arttıkça pekişen dostlukları getirdi bize.

Mübadelenin yıl dönümünü anma yemekleri bu yüzden çok değerlidir. Tüm mübadil dostlar, ya da farklıbir deyişle büyük ailenin üyeleri bir araya gelmeye çalışır ve herkes birbirine sevgi ve saygılarını sunar. Lütfü Amcamız gelince hele, her dakika daha bir anlam kazanır. 

Mübadeleyi anma etkinliklerinin en anlamlısı denize bırakılan çiçeklerdir, göç yolunda yaşamlarını yitirenlerin anısına. Yalnızca Lozan Mübadelesi değil tüm zorunlu göç kurbanları hatırlanır, sudaki çiçeklere bakarken.

Tuzla Tahaffuzhanesi, o yıllarda binlerce kişinin ilk ayak bastığı yer olarak canlandırır çekilen acıları. Ne yazık ki Urla Tahaffuzhanesi hiç bir 30 Ocak'da açmıyor kapılarını.

Bu yıl tüm mübadil dernekleri anma programlarını belirleyip bildirdiler. Konserden mevlite uzanan çeşitlilikte ve Nevşehir'den, Samsun'a farklı şehirlerde.

Birinci kuşak acılarını hep yüreklerinde gizledi, ikinci ve üçüncü kuşaklar merak edip araştırdı ve araştırıyor iyi ki. 

Ben bugün Halet Çambel için Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde Sinan Kılıç'ın yazdığı bir yazıyı okudum. Halet Çambel , 'Bilimsel Araştırma Yöntemleri' dersi verirken, ilk sorduğu sorulardan biri ''Dedelerinizden kaçının adını biliyorsunuz?'' olurmuş. Eğer kendi ailenizin geçmişini merak etmiyorsanız, burada öğreneceğiniz başkalarının geçmişini hiç merak etmezsiniz. 

Ve aynı yazıda Atatürk'ümüzün ölümünden az önce söylediği ve Ateşoğulları'nın Arkeoloji Söyleşileri I kitabında yer alan şu sözleri de yolumuza ışık tutacak nitelikte.''Herhangi bir kimsenin yaşadıkça kıvançlı ve mutlu olması için gereken şey kendisi için değil, hayatta kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır.Hayatta tam zevk ve mutluluk ancak gelecek kuşakların onuru, varlığı ve mutluluğu için çalışmakta bulunur.''   

Gelecek kuşaklara yaşananları nesnel ve bilimsel şekilde aktarabilmek için çalışan herkese içten merhaba, vakfımıza ve derneğimize de nice yıllar ve buluşmalar dileğiyle...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder