26 Mayıs 2012 Cumartesi

MÜZİKLE YAŞAM

Yaşamın müziği mi, müzikle yaşam mı? Hangisi daha güçlü günümüzde? Neden birincisinin tınısı acı doluyken genellikle, ikincisi yaşama sevinci verir insana? Sakın karamsar olduğumu düşünmeyin. Yalnızca aralarındaki  büyük farktan söz ediyorum. 

Geçtiğimiz hafta Cuma günü,yani 18 Mayıs, değerli insan Türkan Saylan'ı sonsuzluğa uğurlayışımızın yıldönümüydü. Fulya Sanat Merkezi'nde düzenlenen ödül törenine gitmeye kararlıydım. İki haftadır uzak kaldığım İstanbul'u da özlemiştim.Hava hem rüzgarlı hem de bulutlydu.Uçak korkuma yenilerek otobüsle yola çıktım. Ancak yarı yolda doğanın gazabına uğradık. Ceviz büyüklüğünde yağan dolu ve sonrası sağnak yağış ülkemizin en iyi yolcu taşıma firmaları arasında yer alıyor görünen(!) şirkete ait aracın içine su girmesi ve pencere yanı koltukları seçen yolcuların araç içinde şemsiye bile açmalarına neden oldu ki bu ayrı bir yazı konusu da olabilir. Neyse gece 23.20 de eve varabildim. Türkan Hoca adına düzenlenen törenin sonunda sahne alacak Fazıl Say'ı dinleme hayalim de böylece hem  deyimsel hem de sözcük anlamında suya düştü.

Ertesi sabah bayrağımı kaptığım gibi Şişli Halaskargazi Caddesi'nde düzenlenen 19 Mayıs bayram törenlerine koştum.Yani günün ilk müzik etkinliği marşlar dinleyerk başlamış bulundu. Saat 14.00 de IKSV Tiyatro Festivali kapsamında yer alan Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ndeki Orfeo'ya gittim. Görsel olarak bedenlerin estetiği müziğin büyüsüyle  bir araya gelince hem ruhları hem de kulakları arındıran bir yapıt izleyerek mutlu ve dingin çıktım.

Ertesi gün programımda Ruhi  Suyüz sergisi vardı. Tophane-i Amire'deki seçki- sergiyi ölümsüz müzik adamın yüreğime dokunan tok ve güçlü sesiyle söylediği türkülerin eşliğinde gezdim.

Aynı akşam Lütfü Kırdar'da IDSO'nın sezonun son konseri vardı. Şef   Erol Erdinç'in 40. sanat yılının kutlandığı bu çok özel konserde Mesut İktu, Hakan Aysev, Ercan Irmak, Kerem Görsev ve Okay Temiz de sahne alarak unutulmaz bir dinleti sundular IDSO eşliğinde.

İstanbul'daki son günümde CRR'de Kremlin Oda Orkestra'sının dinletisi vardı. Bu seçkin oda müziği topluluğunu dinlemek bir şanstı o akşam tüm müzikseverler için.

Ve benim için haftanın son müzik etkinliği İZDSO'nun Queen  Classical grubuna eşlik ettiği sezon sonu konseriydi. Tüm dinleyicileri coşturan bu konser bir anlamda Freedy Mercury'nin ruhuna adanan bir güzellemeydi.

Evet ben bu hafta müzikle nefes aldım. Ülkemdeki acı olaylar ve haksız uygulamalara direnmek için yaşamın müziğinin yürek yakan acımasızlığından uzak kaldım . Müziksiz bir yaşamı değil müzikle yaşamayı seçtim. Ve bir kez daha Nietzche'nin 'Müziksiz hayat hatadır' deyişine hak verdim.                        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder