Bir gün daha geçti. Ve son yirmi dört saati yine yoğun yaşadım okuduklarım, gördüklerim ve anımsadıklarımla. Önce ODTÜ'de yaşananlar,Yunus Emre'nin dörtlüğünü kazanımı olmadığı gerekçesiyle yasaklamak, Urfa Siverek'de karlar içinde mavi önlüğü ve ayağında terliğiyle servis aracının onarılmasını bekleyen Melek 19 aralık 1978 ve 2000'i düşünmek, kuvvetler ayrılığı tartışmaları...
Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencilerini kutluyorum içtenlikle, baskıya karşı duruşları için.Çin'den uzaya fırlatılan Göktürk-2 adı verilen keşif uydusunu ODTÜ'deki TÜBİTAK Uzay Yerleşkesi'ne gelen başbakanı protesto etmiş öğrenciler. Bunun üzeine 2000den fazla polis, öğrencilerin üzerine biber gazı, gaz bombası atıp tazyikli su sıkmışlar. Sonuçta gaz kokan yerleşke, beyin ameliyatı geçiren bir öğrenci ve kızgınlık, öfke.Belki keşif uydusu atıp uzaydan türlü türlü hasar analizi yapabiliyoruz ama karşıt düşüncelere verilen hasarı nasıl onaracağız acaba?
Karşıt düşünce deyince; büyük ozan Yunus Emre'nin hepimizin bildiği ''Cennet cennet dedikleri/Birkaç köşkle bir kaç huri/İsteyene ver onları/ Bana seni gerek seni'' dörtlüğü sekiz kıtalık ilahinin içinden çıkarılmış. Onuncu sınıf öğrencilerine kazanım sağlamayacağını düşünmüşler. Eh, değerlendirmenin sığlığı zaten daha fazla söze gerek bırakmıyor.
21. yüzyılda taşımalı eğitimle 20-30 kilometre ötedeki okullarına giden binlerce çocuk var Türkiye'de. Nedenleri üzerine bir çok araştırma yapılmıştır ve yapılmalıdır. Sonuçta da karşımıza Melek gibi öğrenciler çıkmamalıdır.
Farklı düşünmek, karşı olmak çok tehlikeli oluyor günden güne. Bizler beyinlerimizi yormayalım, bir kişi hepimiz için düşünsün diye başkanlık rejimi sunuluyor önümüze.bir yandan sürekli tek parti yönetimini eleştiren, öte yandan darbe dönemlerinden bile baskıcı bir dönüşüm hedefleyen yürütme organıyla ters yüz olup duruyoruz işte.
19 Aralık 1978 Maraş kıyımı tek tipleştirmenin o karanlık yüzünün çılgın bir öfkeyle insan vicdanını yok edişi değil mi zaten.Ya 'Hayata Dönüş Operasyonu' diyerek hayatlarından olanları anımsayınca yüzünüz kızarıyorsa ne mutlu size. Hala vicdanınızı koruyorsunuz demek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder