Sanat ve haber gündemiyle dopdolu bir hafta daha geçti. İnsan ruhunun aydınlandığı ve karardığı bir hafta daha da diyebilirim aslında. Müzik, resim,dostluk ve gündem haberleri, aynen İstanbul'un baharı gibi kah güneşli, kah bulutlu hatta şu an olduğu gibi yağmurlu günler...
Pazartesi akşamı 'Moskova Virtüözleri ve Vladamir Spivakov'u izledim İş Sanat'da. Ustalık ve müziğin büyülü tınıları aydınlattı ruhumu. IKSV Müzik Festivali'nde de dinlemiş ve unutamamıştım. Yine arınmış çıktım konserlerinden.
Salı günü bir dostluk yemeği yedim 'Rembrand ve Çağdaşları' sergisinden sonra. Sergiyi de İzmir'den çok eski arkadaşlarımla gezdim. Hollanda'nın en parlak döneminin izlerini taşıyan sergide karakalemler de çok hoştu. Ve biliyor musunuz,o dönem tablolarında aile içindeki uyumu yansıtmak amacıyla müzik aletleri çalan aile bireyleri motifi çok sık kullanılıyormuş. Ne güzel bir yansıtma. Ben de ne zaman senfonik ya da çok sesli bir müzik dinlesem aynı şeyi duyumsarım. Bir şef yönetiminde çıkan uyumlu sesler. Her bir müzisyen nerede neyi nasıl çalacağını gayet iyi bilir. Ah, bu uyum demokrasinin temeli gibidir aslında. Farklı sesler barış içindedir çok sesli müzikte.
Ertesi gün bir müzik büyücüsüyle birlikteydim.Doğuştan geniş oktavlı sesini çok çalışarak ve paylaşarak kendine özgü müziğini yaratan bir A Capella virtüözünü, Bobby Mc Ferrin'i dinledim ikinci kez. Nasıl etkiledi tamamen dolu salonu, anlatmak zor. Fazladan bir tek sözcük kullanmadan büyüledi tüm izleyicilerini. Hele amatör seyircilerle sahneyi paylaşması ve onlara o kısacık dakikalarda el verip desteklemesi, uğurlaması alçakgönüllülüğünün de dışa vurumuydu bence.
Evet, tüm bunlar 'ruhumdaki gökkuşaklarıydı'. Bu tanımlamayı bugün 'Medya Mahallesi'nin konuğu olan Rıfat Ilgaz'ın torunu Elif Ilgaz'dan duydum ve çok sevdim. Elif Ilgaz tutuklu gazetecileri izliyor sürekli olarak. Cesur ve ne dediğini bilen bir genç insan. Şöyleydi tam olarak sözleri.''Gözde yaş olmadan, ruhta gökkuşağı olmaz.''
Aslında gündemi izliyorsanız, gözleriniz sürekLi yaşlıdır haberleri ve yorumları izledikçe ve okudukça. Haberler derken pek çok televizyon kanalındaki o sansasyonel yayınlardan söz etmiyorum. Satır aralarını okuyabilen ve anlatabilen yayınlardan bahsediyorum. Çünkü artık farklı bir Türkiye'deyiz. Yaşananlar akıl dışı. 'Bu da olur mu?' demeden tek bir gün geçmiyor. Ve belki de o yüzden yılların deneyimli gazetecileri konuşurken sözcüklerini seçmekte zorlanıyorlar, yapılan uygulamalardan söz ederken sesleri boğuklaşıyor ve siz de okurken izlerken aynını yaşıyorsunuz...
Yine de çok sevdiğim, ölümsüz yazarlarımızdan biri olan 'Rıfat Ilgaz'ın kİtaplarını imzalarken sürekli olarak yazdığı tümceyle bitirelim bu satır aralarında çok şey bulacağınızı umduğum yazıyı: ''Güneşli günler görmek dileğiyle...''
Medya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder